Komplikasyonlara karşı bağışık değilim, cerrahi kariyerim sırasında ben de komplikasyonlarla defalarca karşılaştım. Gerçekleştirmeye çalıştığım şey, bir sonraki ameliyatta bu komplikasyondan kaçınmak için bazı hipotezler oluşturmaktır, ancak olayla ilgili hipotezimin doğru olmayacağını bir sonraki ameliyat bitip hastam uyandığında anlayabilirim. Öğrenebildiğim, önleyebileceğim bir komplikasyonla her seferinde en az bir şeyi değiştirdiğimdi. Bu nedenle hastalarıma olan borcumu bir kez daha belirtmek isterim. Zorluklara katlanarak bana çok şey öğrettiler. “Beyin affedici olabilir, ancak omurilik affedici değildir”, nesiller boyu beyin cerrahlarının acı tecrübelerle öğrenip aktardıkları bir aksiyomdur. Göreceli olarak ender olmaları nedeniyle, omurilik tümörleri hakkındaki literatür kısıtlı ve yalnızca konuya ilgi duyanların küçük topluluklarında bahse konu olmuştur yıllarca.
Yakın zamanlarda bu hastalıkların tanı, tedavi ve sonuçlarının iyileştirilmesine yönelik birçok ilerleme kaydedilmiştir. Görüntüleme, rehabilitasyon, izleme ve onkolojik tedavide ilerlemeler omurilik tümörlü hastaların sonuçlarını belirgin şekilde iyileştirmiş olsa da, bu lezyonların büyük bir bölümü cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Bu nedenle, cerrahi teknik tedavide en önemli faktördür. Mikrocerrahi teknikler bu tümörlerle mücadelede vazgeçilmezdir ve başarı için çok önemlidir. Önemli olan tümörü bütünüyle çıkarıp daha şık bir radyolojik sonuç elde etmek olmayıp fonksiyonel sonuca bakmaktır. Kranial cerrahide işler kötü giderse hastanızı kaybedersiniz, omurilik cerrahisinde işler kötü giderse yıllar boyu devam edecek bir vesayet kazanırsınız. Zor zamanları birlikte aşacağınız hastanız size aile bireyiniz kadar yakın olacaktır. Bu sırada akıl veren komşular, ahkam kesen meslektaşlarınızla da mücadele etmek zorunda kalacaksınız. Yine de sağlığına kavuşturabildiğiniz hastalarınızın gülümsemesi bütün yorgunluğunuzu silecektir. Özellikle bu zorlu yolda yürümeyi göze alan genç arkadaşlarıma sabır ve başarılar diliyorum.
