Diyetler ve Gerçekler

    Google arama motoruna İngilizce "Diet” yazdığımızda 422 milyon, Türkçe "Diyet” yazdığımızda 15 milyona yakın sonuç bulunmuştur. Dünyada ve Ülkemizde bu kadar çok diyet ve diyetle ilgilenen olursa, bu diyetlerin hepsinin sağlıklı olmasını ve hepsinin herkese uygun olmasını bekleyemezsiniz. İşte bu hatalı diyet tuzağına düşmekten kurtulamayan insanlarımıza bilimsel gerçekleriyle doğru ve sağlıklı diyeti anlatmaktı birinci amacım… Çünkü bu konuda sadece Ülkemizde yaşayan insanların değil, diyetisyen dışındaki sağlık profesyonellerinin de kafaları oldukça karışık… Bu kafa karışıklığını gidermek amacıyla bu kitabı yazarken, bunun hiç te kolay olmadığını, pek çok bilimsel yayın taramam gerektiğini biliyordum. Bu kitapta, sağlıklı beslenmeyi, kurallarını ve sağlıklı beslenmenin pek çok hastalığı önlemede etkili olduğunu, dünyada ve Ülkemizde kabul görmüş sağlıklı diyetleri ve yine dünyada ve Ülkemizde yazılı ve görsel medyayı sürekli meşgul eden, sağlıklı olmayan diyetlerin hatalarını bilimsel gerçeklerle ortaya koymaya çalıştım. Umutsuzluğa düştüğüm anlar oldu, ama kitap bittiğinde çok içime sindiğini belirtmek isterim.

    Beni, bu kitabı yazmaya mecbur eden diğer neden; Ülkemizdeki üniversitelerde, son yıllarda çok sayıda Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün açılması ve bu bölümlerde Beslenme ve Diyetetik kökenli öğretim üyesi açığı… Bu okulların çoğunda Beslenme ve Diyetetik kökenli öğretmen bulunmamasına rağmen, bu okullardan pek çok "diyetisyen” mezun oldu… En tehlikeli bilgi, eksik olan bilgidir. Bu eksik bilgi nedeniyle yeni mezun genç diyetisyenlerimiz de sağlıklı olmayan bu diyetlerle ilgili tuzağa düşebiliyorlar. Onlara bu konuda rehberlik edebilmek, doğruyu, yanlışı ayırt edebilmelerini sağlamak ikinci amacım oldu.

    Diyetisyen dışındaki sağlık profesyonelleri, hatta hekimler bile sağlıklı olmayan diyetlerin öncülüğünü yapabiliyorlar ve insanlara önerebiliyorlar. Bunun dışında sağlıkla hiçbir ilgisi olmayan, beslenme konusunda hiçbir eğitim almamış, beden eğitimi öğretmenleri, kendilerini yaşam koçu olarak tanımlayan insanlar, gıda mühendisleri, kimyagerler, yemek tarifi yazanlar, mankenler, sadece zayıflayabildiği için, kendisini zayıflama uzmanı olarak ilan eden, çeşitli mesleklere mensup olan bu kişilerin, Türk halkını daha fazla kandırmalarına, bu şarlatan diyetlerle halkın sağlığını tehlikeye düşürmelerine, beslenme konusunda her alanda (diyetisyenlikten akademisyenliğe, devlet hastanesinden özel hastaneye çok çeşitli kurumlarda) 40 yıl çalışmış bir diyetisyen olarak, sorumluluk duygusuyla ve bu konuda kendimi yetkin hissettiğim için bu kitabı yazdım.